0535 200 81 45
koray@korayguzelderen.com

Bilim Vardır, Dünya Düz Değildir

Mart 25, 2024

Arkeolojik keşifler sonucunda elde edilen birçok eski uygarlığa ait tabletlerde gezegen, yıldız ve gök cisimleri betimlemeleri bulunuyor. Bu tasvirlerin çoğunlukla yuvarlak olduğuda görülüyor. Bunu anlatmamın nedeni tarihsel açıdan bilginin gelişimini anlamak açısından bize altlık olması aslında.  Eski uygarlıkların derin bilgisinin bize ulaşan kısmını bir kenara koyup ilerlediğimizde M.Ö. 500’lü yıllarda ilk olarak dünyanın yuvarlak olduğunu söyleyen bilim insanının Pisagor olduğu karşımıza çıkıyor. Uzunca bir süre ayın gökyüzündeki şeklini inceleyen Pisagor, neticede gözleme dayalı bir bilimsel tespitte bulunmuş. Sonrasında M.Ö. 240’lı yıllarda Yunan astronom Eratosthenes, yaz mevsiminde farklı iki şehirde gölgelerin açılarını ölçmüş ve bu iki şehir arasındaki mesafeyi hesaplayarak geometri bilgisini kullanarak Dünya’nın çevresini hesaplamıştır. Böylece deneysel olarak dünyanın yuvarlak olduğunu da kanıtlamıştır. Bir vakit sonra M.S. 1500’lü yılların başlarında Portekizli kaptan Macellan dünyanın çevresini dolaşarak yaptığı keşiflerle dünyanın yuvarlak olduğunu fiilen kanıtlayan ilk insan olmuştur. Bunların yanısıra tarih boyunca Aristoteles, İbn Battuta, Galileo Galilei gibi bilim insanları ve gezginlerde gözlemlerine dayanarak dünyanın düz değil yuvarlak olduğunu anlatmışlardır.

Yakın tarihe geldiğimizde ise 20. yüzyıl içerisinde teknoloji gelişmiş, kaynakların kullanımı kolaylaşmış ve ülkelerin uzay ajansları kurulmuş. Neticede uzaya insanlı ve insansız olarak seyahatler yapılmış. 21. yüzyıla geldiğimizde uzay misyonları hızla devam ederken bir yandanda aynı zaman diliminde kesitini paylaşacağım bir olay yaşanmış;

Adamın biri uzay görevi videosunun altına yorum yazmış.

Sormuş; “Mutlak sıfırda astronotlar bu kıyafetle nasıl duruyor ben inanmıyorum buna.”

Bir diğeride cevaplamış; “Kardeşim bu astronot kıyafetini 70 yıldır geliştiriyorlar neyine inanmıyorsun?”

İlki tekrar yazmış; “Uzay mutlak soğuk değilmi, orada kıyafetle durulmaz sen ne anlatıyorsun?”

Cevap veren tekrar yazmış; “Birader ben haddehanede çalışıyorum, elimdeki eldivenle 300 derece sıcak metali tutmama rağmen sıcaklığını hissetmiyorum. Teknoloji diye birşey var, uzayda mutlak soğuk değil, zaten o demek istediğine mutlak soğuk değil mutlak sıfır denir.”

Tekrar yazmış ilki; “Mutlak soğuk ya da sıfır farketmez ben uzaya bu kıyafetle gidildiğini düşünmüyorum.”

Yeni bir adam girmiş konuşmaya “Uyanın artık sizi uyutuyorlar dünya düzdür yuvarlak değildir.”

İlkine cevap veren tekrar cevaplamış “Kardeşim ne anlatıyorsunuz bugüne kadar 47 ülke vatandaşı uzaya gitmiş, o kadar ülkenin uzay ajansı binlerce insanla çalışma yapıyor, ne yani hepsi toplandı bizi mi kandırıyor ne düz dünyası?”

Bu konuşmaya tam bir mal turnusolu diyorsanız haklısınız. Ne yazık ki öyle. Cehaletin övüldüğü bilginin yerildiği bugün bunu pek doğal karşılamak lazım. 21. yüzyılda, bu denli ivme ile gelişen teknoloji ve bilim dururken homo erectusa geri evrilmişcesine sorular ve inanışlar olması yinede ortalama zekayı bir sorgulatmıyor değil. Aslına bakarsanız dünya düzdür zırvalığını savunanların sayısının artması o ülkedeki eğitim sisteminin başarısız olduğununun bir göstergesidir. Başarılı hale getirmek isteniyorsa maarif sisteminin görevinin insanlara sadece bilgi vermek olmaması gerekir. Bu bilgiyi nasıl ortaya çıkartacağını anlaması için bilim yapma metodunu anlatması ve bununla birlikte bilgiyi nasıl kullanacağını ögretmesi gerekir. Bugün eğitim sisteminin başarısız olması sorunu sadece bizim ülkemize ait bir problemde değil. Artan nüfusla birlikte belliki üniversite yada okul neyse artık, bunların sayısının dünyada artıyor olması eğitim kalitesininde aynı şekilde yükseliyor olduğu anlamına gelmiyor.

Nihayetinde dogmaların kabulu geçicidir, ama aptallık bakidir. Aptal toplumların yaptıklarını yapmayarak, ilim irfan sahibi insanlar yetiştirmek, bu insanları topluma faydalı olmaları için yönlendirmek, oluşan ve ögrenilen bilgiyi ilerlemek ve gelişmek için kullanım alanı açılmasını sağlamak ülkelerin yöneticilerinin ve kurumlarının sorumluluğudur. Buna sadece kendi ülkemizde böyledir diye bakmamak gerekir, her ülkenin aynı şekilde ilim ve bilimi geliştirmek ve yaymak sorumluluğu vardır. Neticede kalabalık cahil kitleler tüm toplumun hayatını etkiler. Cehalet görüldüğü yerde yok edilirse muasır toplumlar oluşur. Yalnız şunu unutmamak gerekir, cehaleti yok edelim istiyorsak, cahil olmamak; sorgulansın bilim yapılsın ve  ilerlensin istiyorsak konfor alanımızda kalmamamız gerekir.

Alıntı: TamgaTürk

Oyunu Kuran
Kazanır!
koray@korayguzelderen.com
0535 200 81 45

© Timuçin Koray Güzelderen. Tüm hakları saklıdır.

Oyunu Kuran
Kazanır!
https://www.korayguzelderen.com/wp-content/uploads/2024/07/cropped-favicon.png
koray@korayguzelderen.com
0535 200 81 45

© Timuçin Koray Güzelderen. Tüm hakları saklıdır.