0535 200 81 45
koray@korayguzelderen.com

Herkes Ölür Ama Herkes Yaşamaz

Şubat 19, 2024

Bir dostumla sohbet ederken belli ki güncel toplumsal bir olaya sinirlenmişim, ağzımdan “herkes ölür ama herkes yaşamaz kardeşim” diye bir laf çıkıverdi. O an çok hoşuma gitmişti, sanki ilk ben söylemişim gibi benimsemiştim “herkes ölür ama herkes yaşamaz” lafını. Halbuki bu lafı “herkes ölür ama herkes gerçekten yaşamaz” şeklinde ifade etmiş zamanında Victor Hugo. Dahası “Cesur Yürek” filminin DVD kapağında “herkes ölür ama kimse gerçekten yaşamaz” yazdığını öğrendim. Güzel laf tabii, nice farklı kullananlar da olmuş. Daha çok kullanılsın, derinliği anlaşılsın isterim.

Hormonal gelişmelerin başladığı ergenlik yaşlarına kadar madden ve ruhen tertemiz olan çocuklarken yaşam, ev-okul-aile üçgeninden ibaret. Yaşam ya da hakikat ile ilgili bir derdimizin olması beklenmez. 12-20 yaşları arasındayken artık yaşamın ne olduğunu hissetmeye başlıyoruz. Bazılarımız büyük biraderimizden kalan yamalanmış kıyafetleri giyerek aile ekonomisinin yaşadığı problemlerle yüzleşiyoruz. Bazılarımız da istediğimiz her şeyi, her markayı satın alıp giyip dolaşıp şımarıklık yapabiliyoruz. Arada derede yaşantılar da yok değil. Neticede çok farklı sosyoekonomik ortamlarda olsak da herkes kendi ortamını kabul ediyor. Bu sosyoekonomik ortamlar farklı kümeler halinde sosyokültürel ortamlar oluşturuyor. Zenginler, fakirler ne bileyim orta sınıf diye adlandırılan kavramlar ortaya çıkıyor. Bu insanların hepsi ırklarından, inançlarından, servetlerinden, eğitim seviyelerinden bağımsız olarak nihayetinde ölüyorlar. Kimse Budist diye, zengin diye, profesör diye ölümsüz değil, öyle bir ayrım da yok. Herkesin öldüğü malumatı net ve değişmez iken doğmak ve ölmek arasında geçen vakitte yaşıyoruz.

Peki yaşamaktan kasıt nedir? Pek az insanın bu konu hakkında düşündüğünü görüyorum. Muhtemelen bunu düşünmek için gereklilik bile duymuyorlar zaten. Onlara öğretilen ve hayatlarını harcayacakları yaşam; onların ailelerinden gördükleri o tip yaşam.

Peki yaşamak nasıl olmalıdır? Ya da benim yaşamaktan anladığımla senin yaşamaktan anladığın birbirinden farklı ise birisi illaki yanlış mıdır?

Yaşamayı öğrenmek gerçekten zaman alıyor. Kariyerin önemsiz olduğunu, paranın önemsiz olduğunu, saygınlığın önemsiz olduğunu, insanoğlunun çoğu istek ve ihtirasının bir kıymetinin olmadığını fark edebilmek en az hayatın yarısı.  Hatta belki de ömrünün ilk yirmi yılından sonraki bütün kısmının yarısı. Neticede bilinçli varlıklar haline gelmek de süreç gerektiriyor.

Hakikat arayışında ulaşılan sonuç ne olursa olsun bir gün elbet kaynağına geri dönecek olan ruhlarımız, madde aleminde bedenler kullanarak bir deneyim yaşıyor. Lafı çok dolandırmadan anlatmak gerekirse bedenin maddi ihtiyaçlarını karşılamamız gerekiyor. En azından beslenme, barınma, giyinme gibi temel ihtiyaçların asgari düzeyde karşılanması yaşamak dediğimiz kavrama altlık oluşması için hayati.

İnsanoğlu yaratılış ve evrim süreçlerinin yaşandığı milyarlarca yıldır, bu devasa sürecin küçücük bir parçası olarak evrenin çok çok ufak bir noktasında etrafına, kendisine ve tarihe katkı sağlıyor. Birbirleriyle savaşan, birbirlerini yok eden, birbirleri üzerinde hakimiyet kuran, doğanın tüm düzenini altüst eden, sonra bir durup düşünen akabinde aynı şeyleri tekrarlayan bir ırkı temsil eden biz; insanoğlu olarak bugün kurduğumuz bu düzende sabah uyanıp, varsa işimiz gün boyu işle uğraşıp, bakmakla yükümlü olduklarımızın karnını doyurup ertesi gün tekrar aynı döngüye girmek için uyuyoruz. Bugün dünya insanının belki de yüzde 90’ından fazlası için yaşamak budur işte. Peki bilgi, kültür, düşünce, tekamül bu yaşamın neresinde. Aslında insanoğlunun büyük çoğunluğu için hiçbir yerinde değil. Zaten olmasın da isteniyor. Bilinçli, kültürlü, fikri olan ve zamanla tekamül eden insan sorgular ve düzenin kendisi için doğru olmadığını fark eder.

Düşünün.

“Herkes ölür ama herkes yaşamaz. Gerçekten yaşamak ve yaşatmak için yapılacak ne kadar da çok şey var.”

Alıntı: TamgaTürk

Oyunu Kuran
Kazanır!
koray@korayguzelderen.com
0535 200 81 45

© Timuçin Koray Güzelderen. Tüm hakları saklıdır.

Oyunu Kuran
Kazanır!
https://www.korayguzelderen.com/wp-content/uploads/2024/07/cropped-favicon.png
koray@korayguzelderen.com
0535 200 81 45

© Timuçin Koray Güzelderen. Tüm hakları saklıdır.